Davos Zirvesi olarak da bilinen Dünya Ekonomik Forum’u 19 Ocak 2024 tarihi ile bitmiş bulunmakta. Bu senenin teması “Güveni Tekrar İnşa Etmek” olarak belirlenmişti. Katılımcılar dört ana konu içerisinde konuşmalarını gerçekleştirdiler. Her bir konuda birbirinden önemli olsa da Küresel Risk Rapor 2024 içeriğinde de belirttiğimiz gibi 10 yıllık periyotta iklim değişimi ve sürdürülebilirlik konuları oldukça dikkat çekti.
PwC Yıllık CEO Anketi27
Kaynak: PwC’nin 27. Yıllık Küresel CEO Anketi / Aşağıda, şirketlerin iklim değişikliği ile ilgili olarak gerçekleştirebileceği eylemler listesi bulunmaktadır. Aşağıdaki durumlar, şirketinizin her bir eylemdeki ilerleme seviyesini en iyi şekilde tanımlayan hangisidir?
PwC firmasının yıllık olarak CEO’lara yaptığı anketin 27’ncisi bu sene gerçekleşti. PwC’den gelen yeni veriler, CEO’ların neredeyse %33’ü iklim değişikliğinin gelecek üç yıl içinde şirketlerin gelirini etkileyeceğini öngördüğünü gösteriyor. CEO’lar, iklim değişikliği ile mücadele etmek için enerji verimliliğini artırmaya yönelik önlemler alıyor. Yaklaşık %66’sı işletmelerinin enerji verimliliğini artırmak için girişimlerde bulunmuş, ek olarak %10’u da bu tür programları tamamlamış durumda. Yaklaşık olarak %50’si, iklim dostu ürün veya hizmetlerde yenilik yapma sürecinde olduğu belirtiliyor.
Yukarıdaki şekilde belirtildiği üzere verilen faktörlerin şirketin değer yaratma, sunma ve yakalama şeklindeki değişimi geçtiğimiz beş yıldan önümüzdeki üç yıl için en fazla artışın “Teknolojik Değişim” faktörü, ikinci en fazla artışın “İklim Değişimi” faktörü olduğu görülmekte. Fakat artışa oran olarak bakarsak “Demografik Kayma” birinci sıradayken, “İklim Değişimi” faktörünün çok yakın bir oranla ikinci sırada olduğunu görüyoruz.
İklim Değişimi Hakkında Dikkat Çeken Konuşmalar
Ajay Banga bize 17 Ocak Çarşamba günü “varoluşsal bir iklim krizi” olduğunu söyledi ve “Aciliyet duygusu, tek kurtarıcımızdır,” dedi. Bu mesaj hafta boyunca tekrarlandı.
John Kerry, COP28 sonrası yapmamız gerekenler konulu bir oturumda, işlerin eski gibi devam edemeyeceğini belirtti. Teknolojiye sahibiz, dedi, ancak onu yeterince hızlı bir şekilde kullanmıyoruz.
Jesper Brodin, gelecekteki iş modellerimizi doğa ve kaynakların tükenmesine dayandırmaya devam edemeyeceğimizi ve bunu yapan şirketlerin başarılı olmayacağına inandığını belirti.
Bu, enerji sistemi bağlamında Fatih Birol tarafından da dile getirilen, “Enerji verimliliğine yeterince vurgu yapmayan şirketler bu rekabetçi markette kendilerine yer bulmakta zorlanacaklar.” ifadesi dikkat çekti. Bunun sadece iş dünyası için değil, aynı zamanda yüksek faturalardan tüketicileri korumak, enerji güvenliğini artırmak ve çevresel etkileri azaltmak gibi konular açısından önemli olduğunu belirtti.
İklim değişikliğine müdahale etmemek, sadece gezegen için değil insanlar için de bir sağlık krizi haline gelir. Vanessa Kerry, “İklim krizi bir sağlık krizidir,” dedi. Jane Goodall ise, “Sadece sahip olduğumuz tek evi yok ediyor olmamız gülünç değil mi?” diye sordu.
Ancak bu değişiklikleri yaparken, geçişin adil olmasını sağlamalıyız. “Bunu yapmanın tek yolu adil bir geçişle,” dedi bize Veronica Nilsson. Bu, Ester Baiget‘in açıkladığı gibi yatırım ve finansman gerektirir. Ya da Kristalina Georgieva‘nın ifade ettiği gibi, zarar verdikleri yerden kaynakları yardıma ihtiyaç duyan yerlere yönlendirmek olarak da tanımlanabilir. Mariana Mazzucato, sorunun finansman eksikliği değil, “büyük bir yanlış yönlendirme”olduğunu belirtti.
Luc Triangle bize hatırlattı, bu güven meselesi:
“Gelişmiş ülkeler olarak eğer bunu yapmazsak, bu eşitsizlik sadece artacak ve kazananlar ile kaybedenler olacak, gelişmekte olan ülkelerde iklim eylemine finansman sağlamak zorundalar… Güveni yeniden inşa etmek, sadece belli ülkelerle sınırlı olamaz. Bütün dünyayı kapsamalıdır.”
