Proje Mühendisi ve Model Danışmanı Elis ile Buluttan'ın Geleceği Üzerine Bir Sohbet

Proje mühendisi ve modelleme danışmanı Elis, Buluttan'da yaptıklarını ve Buluttan'ın geleceğine dair düşüncelerini bizlerle paylaşıyor.

Buluttan Sohbetler / Elis Güler

Buluttan Small Talks’ın bu bölümünden Elis ile birlikteyiz. Proje mühendisi ve model danışmanı olarak Elis’in Buluttan’da neler yaptığını, Buluttan’ın geleceği hakkındaki düşüncelerini ve yapmaktan keyif aldığı şeyleri kendi ağızından dinleyelim.

Gökmen: Evet, bugün Elis ile beraberiz. Elis hoş geldin.

Elis: Hoşbulduk.

Gökmen: Nasılsın öncelikle?

Elis: Teşekkür ederim, sen nasılsın?

Gökmen: Ben de iyiyim çok teşekkürler. Seninle sohbet etmek de ayrıca keyifli. Bugün hem biraz Elis kimdir onu tanımak istiyoruz hem de Buluttan’da ne yapıyorsun? Hava zekâsını nasıl görüyorsun? Elis Buluttan dışında neler yapar? Nerden keyif alır  istersen şuradan başlayalım. Öncelik Elis kimdir?

Elis: Elis şu an için en  önce bir doktora öğrencisi benim için durum olduğu için ondan başlamak  istedim. burada olmanın vesile olan da belki de bir noktada bu  olabilir. Bu özelliğim olabilir. Bu emeğim olabilir. Istanbul Teknik Üniversitesi  atmosfer biliminde tez aşamasında bir doktora öğrencisiyim. Ağırlıklı  olarak atmosferi modelleme çalıştım iklim ölçeğinde. Bununla beraber hidroklimatolojik çalışmalarım oldu. Buradaki rolüm de bu özelliklerime benzer rolü kapsıyor aslında.

Gökmen: Eğitim olarak şu anda master ve doktora seviyesinde atmosfer bilimler ile ilgilensen de aslında  senin lisansın daha farklı bir alandan değil mi? Astronomi ve uzay bilimlerinden, oradan meteorolojiye kayış nasıl oldu?

Elis: Bence ilgi çeken bir hikaye şöyle ki astronomi çok teorik bir alan. Yani orada yaptığımız çalışmalar özellikle yani gözde görebildiğimiz çok nadir şey var. Bir gezegen keşif yapmıyorsak ya da sürekli olarak teleskoplarla ilgilenmiyorsak çalıştığımız alanı anlamak ve insan zihninde tezahür etmesini sağlayabilmek, onu anlamlandırabilmek çok zor. Benim için meteorolojiye geçiş kısmında birazcık daha bilgisayarlarla ilgilenmem sebep oldu buna diyebiliriz. Meteorolojide de şöyle bir şey var. Ürettiğimiz verinin dışarı gözümüzle baktığımızda bir insan olarak hem anlamlandırabiliyoruz hem de sosyal hayatımızda da mesela bu çok güzel bir karşılığı var. Yani örnek veriyorum işte yolda giderken bir kümülonimbus bulutu görüyoruz işte yazın işte olabilir ilkbahar olabilir. Burada şey  diyoruz. “Aaa bak işte beş dakika sonra dolu yağabilir”. Bunun işte örneklerini verebiliyor olmak işte bunu gözümüzü de canlandırabiliyor olmak. Ürettiğimiz şey benim için çok tatmin edici oldu. Bununla beraber dediğim gibi sayısal hesaplamaya yönelik bir ilgim var. Bilgisayarlara ya da kodlamaya yönelik bir ilgim vardı. Bölüme de gelişimle beraber böyle daha hayata geçirebildiğim bir alan oldu.

Gökmen: Seni biraz daha modellemeye doğru çekti değil mi? Peki sonrasında astronomiyle başladı. Yüksek lisans ve doktora seviyesi şu anda son aşamasındasın zaten. Modelleme ağırlıklı akademik hayat devam ederken artık bir anlamda da nasıl astronomiden akademiye geçiyor oldu. Şimdi akademinin meteorolojisinden de birazcık gerçek hayattaki meteorolojik uygulamalarda geçiş herhalde Buluttan vesilesiyle oluyor. Peki Elis meteoroloji dışında astronomi dışında neler yapar? İkisi de enteresan alanlar. Benim de çok ilgi duyduğum alanlar. Ama bunların senin özel hayatındaki etkileri nasıl oluyor? Nelerden keyif alırsın daha çok?

Elis: Benim  meteorolojide ben hep kar çalışmaya yönelik böyle bir isteğim vardı. Onun da birkaç sebebi var aslında. Birincisi Bursalıyım ve Bursa’da hep kar görüyoruz işte. Çocukluğumuzdan işte kar meleği yapmak, işte kar topu oynamak işte dağa çıkmak falan gibi. Snowboard benim favori hobilerimden biri. Biraz da kar çalışmamın sebebi

Gökmen: Aaa bunu ben de bilmiyordum?

Elis: Evet, evet, çok uzun süredir çok uzun yıllardır snowboard yapıyorum. Onun öncesinde de kayak yapmıştım. Yani hava koşullarını ve çevremi anlamak benim için böyle bir hobisel bir şey de olabilir bir noktada. Çünkü keza kamp yapmayı da seviyorum işte. Outdoor sporlarını daha çok seviyorum. Örneğin işte yamaç paraşütüne bir dönem ilgi duydum. Orada da mesela termal rüzgarları aslında öğrendim. Çevremizi anlamak aslında bizim hobilerimiz de şekillendirdi. Bununla beraberine metorolojide sinoptik dersi yapıyorduk. Orada haritalar çizdiriliyor işte izohipsler izotermaller falan çizerken bir yandan haritaları renklendirdiğimizi ve ben haritaları ve renkleri ne kadar sevdiğimi fark  ettim. Bu da beni resme yönlendirdi. Resmi yapmaya yönlendirdi. Zaten geçmişten biraz ilgim vardı. Bununla beraber hem doğayı anlamak hem gözlemlemek hem işte onu kendi hayatımı bir şekilde adapte etmek gibi böyle bir ilgi alanı oluştu. Bununla beraber hep böyle süregelen bir şey vardı. Yani anladığım dinlediğim öğrendiğim şeyleri böyle dışarı aktarma isteği. Bu çeşitli yöntemlerle olabilir. Benim için resim yapmak bir yöntemdi mesela bir diğeri de yazı yazmak ve bunları böyle kompakt bir halde yazarak böyle çevreme aktarmaya çalışıyorum. Küçük bloklar yazıyorum, küçük denemeler yazıyorum. Hobilerim temelde bunlar. Bir sürü vardır ama en sevdiklerim bunlar herhalde.

Gökmen: Bana şöyle hem rezone ediyor. Gözlem ve anlamlandırmayı odağa koyup etrafında iş, ilgi alanları,  spor hobiler çok böyle içişe birbiriyle bağlantılı, çok keyifli geldi. Peki şimdi astronomi ile başlayıp sonrasında modelleme film de var bunun içerisinde tabii ki. Ama günün sonunda bugünden  önümüzdeki bir ufuğu öngörme, tahmin etme seviyesi bunun içinde. Bir taraftan veri kullanılıyor. Bir taraftan yoğun işlemciler kullanılıyor bunu proses ederken. Şimdi genel dünyada şu anda meteorolojik anlamda topladığımız data miktarı artmaya başladı. Özellikle son on yıldır eksponansiyal bir şekilde üstel bir şekilde artıyor.  Bir taraftan işte supercomputer, quadcomputing teknolojileri hem teoride hem pratikte gelişiyor. Çok daha yüksek hızda çok daha uygun maliyetle şeyi proses etmek, işlemek daha mümkün oluyor. Bu ikisini birleştirdiğin zaman aslında hem hava zekâsının gelişimini önümüzdeki yıllarını biraz öngörebiliyorsun. Hem de modellemenin bunun içindeki etkisini yerini aşağı yukarı anlıyorsun. Sen nasıl görüyorsun bu hava zekâsı ve iklim işini şu anda? Hani bir taraftan daha fazla ihtiyacımız olmaya başlıyor. Her geçen gün daha fazla yaşanan aşırı hava olayları ve ihtiyaçlar vesilesiyle bir taraftan da daha kolay, daha doğru, daha uzun ufuğa yönelik çalışmalar yapmak mümkün. Herhalde bir on sene sonra dönüp baktığımızda epey bir yol almış olacağız. Sen nasıl  görüyorsun bu alanı biraz dinlemek isteriz.

Elis: Yani benim kişisel sürecimde de hani dünden bugüne baktığımda yani attığımız adımları hem kişisel anlamda hem akademik ölçekte attığımız adımlara baktığım zaman o zamandan bu  zamana bile çok büyük farklar var. İşte bilgisayar hesaplama gücünün artması ve buna erişebilirliğimizin kolaylaşması bir noktada. Bunlar çok önemli şeyler. Bir yandan şey de önemli yani iklim değişikliği sebebiyle yaşadığımız. Senin de bahsettiğin gibi ekstrem olaylar günden güne tahmin edilmesi daha zor bir hal alıyor aslında. Geçmişte işte atıyorum yirmi yıl öncesinden bir model oluşturup önümüzdeki yüz yılı tahmin etmemiz biraz daha zorlaşıyor haliyle dolayısıyla bizim sahip olduğumuz bilgisayar gücüne erişilebilirlik tabii ki de bunu daha da çok kolaylaştıracaktır. Keza sadece bilgisayarlı hesaplama gücü değil, aynı zamanda modellerin de gelişmesi çok önemli bir parametre burada. Çünkü atmosfer kaotik bir ortam olduğu için ve biz modellerimizde her bir parametre yani atmosferi tamamen yüzde yüz biz modelliyoruz dediğimiz bir şey olmadığı için. Kaos olduğu için işin içinde buraya biz ne kadar daha geliştirebileceğimiz bir ortam sağlarsak tahminimiz doğruluğu da o oranda artacaktır. Tabii bununla birlikte yapay zeka da yani makine öğrenmesinin de çok büyük katkısı var. Buna biziz modellemeyle bir takım veriler üretiyoruz. Fakat bu modellemenin çıktılarını ya da işte çeşitli gözlemlerin çıktılarını alıp bir pattern belirleyecek bir mekanizmanın olması da bizim tahminlerimizi iyileştiriyor. Bundan on yıl sonra geleceğimiz noktaya ben tezahür bile edemiyorum açıkçası şu an. Çünkü bir on yıl önce yani yapay zekaya daha çok da bir ortam yoktu. Şimdi böyle gerçekten belki de on yıl sonra tüm parametreleri ekleyip o kaotik durumu tahmin edebiliyor hale bile  gelebileceğiz.

Gökmen: En azından yakınsayacağız. Daha uzağı, daha tutarlı ve yüksek doğrulukta tahmin etmeye çalışacağız. Peki harika. O zaman şu anda kaydımızı yapan kamera arkasındaki Burcu’ya hem kıymetli meteoroloji mühendisliği öğrencileri, yeni mezunları, bu alanda çalışan insanlara hem de buluttan iş ortaklarına ve takipçilerine ben hep havanız yerinizde olsun diyorum. Sen ne söylemek istersin?

Elis: Teknolojiden asla geri kalmayın. Buluttan’dan asla geri kalmayın. Az önce de bahsettiğim gibi buradaki çalışma ortamı çok güzel. Yani buraya herkesin gelip bir tanımasını, buradaki meslektaşlarımı, buradaki diğer iş arkadaşlarımı tanımasını çok isterdim. Beni de tanımanız çok isterim. Bununla beraber hava zekâsı halihazırda Türkiye için  yeni yeni tanımlanan ve önemi farkına varılan bir alan. Bu konu çok odaklanılması gereken bir konu. Özellikle bizim ülkemiz için. Özellikle iklimsel açıdan kırılgan bir ülke olduğumuz için hem farkındalığımızın artması konusunda hem iklim değişikliği konusunda çok daha böyle bir önemimizi anlatmamız gerekiyor. Dolayısıyla ben herkese Buluttan’ı, meteorolojiyi ve iklim değişikliğini tanımaya davet ediyorum.

Gökmen: Harika bir bitiş oldu. Havanız yerinizde olsun diyoruz. Burcu’ya da buradan selamlar, sevgiler gönderiyoruz.

Hemen Bir Demo Planlayın

Daha önce görülmemiş doğruluklarda hava tahminleri ile yeni bir çağ başlıyor!

Bize Ulaşın